Pages

Ads 468x60px

27 Aralık 2012 Perşembe

Gölbaşı İlçesi 14

Düğüne Hazırlık
Bütün hazırlıklarını tamamlayan damadın ailesi, kız evine giderek düğün tarihini belirler. Bundan sonra her iki tarafta da hummalı bir çalışma başlar.Damat evi, düğüne davet edeceği kişileri belirler. Bu kişiler, davetiye yerine geçen ve bazı yörelerimizde "OKUNTU", bazı yörelerimizde ise "DÜRÜ" adı verilen hediyelerle düğüne çağırılır. Okuntu veya Dürü, fakir olan kimseler vasıtasıyla dağıttırılır; çünkü, bu kişilere davetiyeyi alanlar "bahşiş" verirler. Okuntudaki hediyeler, çağrılan kişinin aileye olan yakınlığına göre değişir.Önceleri koyun, keçi ve büyük baş hayvanlar da okuntu olarak gönderilirken, daha sonraları giyim ve ev eşyaları okuntu olarak dağıtılmaya başlanmıştır.Hatta, kıtlık dönemlerinde "Çay Şekeri" 'nin de okuntu olarak gönderildiği söylenmektedir. Damadın ailesi, değer verdiği, ileri gelen bir kişiyi belirler ve kıymetli hediyelerle evini ziyaret ederek, ona "SAĞDIÇLIK" teklifinde bulunur. Sağdıcın görevi oldukça ağırdır. Düğünün bütün organizasyonu ve yönetimi onun omzundadır. Bu yüzden yöremizde sağdıca çok değer verilir. Sağdıç olan kişi, ailenin bir ferdi sayılarak hürmet görür.Yani sağdıçlık, bir nevi yapay akrabalıktır. Sağdıçlık teklifini kabul eden kişi, hemen göreve koyulur. Diğer taraftan, gelin evi de hazırlıklarını tamamlamaya çalışır. Gelinin çeyizine katkıda bulunmak amacı ile yakınları , genellikle ev eşyası türünden çeşitli hediyelerle (Daha çok eksiği olan eşyalarla) gelin evini ziyaret ederler. Buna"ÇEYİZ GÖRME" adı verilir. Kız evi de düğüne,yakın çevresini davet eder.Bu davette okuntu gönderilmez. Düğünden üç gün önce, gelin ve damat tarafının yakınlarından oluşan kadınlar, gelinin geleceği eve, alınan eşyaları düzerler. Buna da "ÇEYİZ SERME" denir. Çeyiz sermeye giden kadınlara, damat tarafı yemekli ikramlarda bulunur.

Düğün Töreni
Düğünlerimiz eskiden ortalama bir hafta sürermiş. Şimdilerde Cuma günü başlayıp pazar günü sona ermektedir; yani üç gün devam etmektedir. Düğünlerimiz davul-zurna ile yapılır. Bazı düğünlerimizin çalgısız veya mevlit okutularak yapıldığı da vakidir.(Son yıllarda orkestra ile ya da düğün salonlarında yapılan düğünler de olmakla birlikte, henüz geleneksel hale gelmemiştir.) Düğün öncesi damat tarafı, gücü kuvveti yerinde, biraz da fakir olan bir kişiyi "BAYRAKÇI" tayin eder. Bayrakçının görevi, kendisine teslim edilen düğün bayrağını, düğün bitimine kadar muhafaza etmek , halay tutulması, misafirlere yapılacak ikramlar, gelin almaya gidiş-geliş gibi konularda düğün evine yardımcı olmaktır. Bazı köylerimizde kız tarafı bayrakçının elinden bayrağı kaçırmak ister. Bayrağın kaçırılması törelerimizde çok büyük bir kusur sayılacağı için, bayrakçı kuvvetli kişilerden seçilir. Bu kişiler, hemen hemen her köyde belirli olduklarından bulundukları köyün bayrakçısı olarak nam salarlar. Düğünün başladığı anlamında, düğün evinin damına bayrak asılır. Bayrağın asıldığı direğin üstüne de elma,portakal,ayva, nar cinsinden bir tane meyve takılır. Daha sonra, sağdıç, davul-zurnayı, damat tarafının yakınlarından başlamak üzere, çaldırarak köyü dolaştırıp düğünün yapılacağı yer olan damadın evinin önündeki alana gelirler. Davulcu ve zurnacıya damat evi, basma ve kumaş türünden hediyeler vererek boyunlarına asar. Bu hediye düğün süresince çalgıcıların boynunda (Davulcu davuluna da asabilir.) asılı durur. Sağdıç hemen ilk halayın tutulması için, çevredekileri elele tutuşturur. Böylece düğün başlamış olur. Düğünlerimizde erkekler ayrı, kadınlar ayrı eğlenirler. Düğüne dışarıdan gelenler, geldiklerini belli etmek amacıyla,düğün yerine yaklaşınca silah sıkarlar. Silah sesini duyan sağdıç ve yakınları, hemen davul-zurnayı alarak misafirlerini karşılarlar. Misafirler de davulcuya bahşiş verirler. Misafirler düğün alanına girince herkes ayağa kalkıp "hoş geldiniz" der. Düğüne devam edilir. Dışarıdan gelen misafirleri düğün evi dışındaki komşu ve yakılar kendi evlerinde yatırıp misafir ederler.

Sünnet Töreni
Yöremizde sünnet yaşı, ortalama 2-7 arasıdır. Çoğunlukla sünnet, sade bir törenle yapılır. Bazen bu törenin Mevlitle, bazen de düğünle yapıldığı görülür.Sünnet öncesi,çocuğun ailesi "KİRVE" yapmak istediği kişiye çeşitli hediyelerle teklif götürür. Kirve, bölgemizde akrabalıktan daha ileri bir yakınlığa sahiptir. Kirveler,çocuklarını birbirleriyle evlendirmezler. Çünkü, kirve çocukları kardeş sayılır. Yani kirvelik, bir nevi yakın akrabalık teklifidir. Gün tespit edilip, sade bir tören yapılacaksa çok yakın 1-2 kişi dışında, kimseye haber vermeden ve genellikle de bu işi meslek edinmiş sünnetçiler aracılığı ile sünnet yapılır. Çocuğun yatağını kadınlar süsleyip hazırlarlar. Sünnetten önce kirvenin hanımı, sünnet olacak çocuklara banyo yaptırır. Kirve de önceden çocuğa kıyafetlerini alır. Sünnet esnasında da çocuğun ağzına lokum ve çikolata türünden tatlılar verir. Sünnet sonrası kirve ve yakınları çocuğa "takı takarlar". Takı, genellikle altın ve paradır. Daha sonraki günlerde de Kirveler arasında hediyeli ziyaretler devam eder. Kirve, ailenin adet edindiği kişidir; Aile onu sürekli kirve yapar.Kirve, değiştirmek pek hoş karşılanmaz. Düğünle sünnet yapılacaksa, tören evlenme düğünlerine benzer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız